Bülent Buda: Söz bitti, yazı bitti. Coşkuyu soluduk. Şimdi yaşama ve kutlama zamanı.
Tüm standartları alt üst eden bir taraftar profili. Abdullah Yüce’nin kült şarkısı, ‘‘Bu ne sevgi ah bu ne ızdırap…’’
Bu muhteşem taraftarın tanımlanması için söylenmiş sanki.
Karar vericiler ile yöneticiler. Stanimir Stoilov’u göreve getirme kararı ile dönüşüme hız kattılar. Ve de Stoilov’un maç sonu konuşması. Kendinden önceki teknik birime teşekkürü. Paylaşımcı bir karakter olduğunun göstergesiydi. Bitmedi! İsmail ile Atınç’a ilişkin övgü yüklü sözleri, kalitesinin dışa vurumuydu sanki.
Ve de uzun süre kulübede beklemeyi sorun yapmayan Fıratcan’ın oyuna katılınca sergilediği kişilik karakteri ile muhteşem şampiyonluk golü. Takım olmak, birlikte sevinmek, birlikte üzülmek, birlikte paylaşmak. Sevgili büyük Göztepeli Papi Mehmet’in kaybından ötürü yaşadığımız üzüntülü günlerimize ilaç gibi geldi bu şampiyonluk. Bu bağlamda Göztepe sevgisiyle yaşama geçirdiği ve de kulübün kurumsal geleceğini derinden etkileyen yaşamsal projeyi ete kemiğe büründüren sevgili Mehmet Sepil ile değerli Rasmus Ankersen’in İzmir ve de Göztepe’ye katkılarından ötürü teşekkür ederiz. İyi ki varlar.
Fatih Tanfer: – Göztepe, Gençlerbirliği’ni 2-0 yenerek Süper Lig’e çıkışını resmen ilan etti. Unutmadan söyleyelim, Göztepe’de başarının anahtarı kesinlikle istikardır.
– 12. haftada Erzurum’a deplasmanda 3-2 mağlup oldu. Eyüpspor’la puan farkı 10’a, Kocaelispor’la puan farkı ise 6’ya çıktı. Sezon boyunca Kocaelispor’la ilk iki için büyük bir mücadele etti. 32. hafta sonunda Göztepe, Kocaelispor’la 6 puan farkı kapatıp an itibariyle 11 puan öne geçti. Yani değişim 17 puan… Bu bir başarı öyküsüdür.
– Güzel bir söz var, ‘‘Başarı bir başarısızlıktan diğerine coşkuyu hiç yitirmeden gidebilme becerisidir…’’
Göztepe’de, iki önemli etken vardı. İlki, sağlıklı mali yapı. İkincisi futbol kalitesinin Stoilov’la yükselmesi. Doğrular yan yana gelince başarıda kaçınılmaz oluyor.
– Stoilov’la Göztepe’de ne değişti? Takım halinde oyun disiplininden taviz vermediler. Enerjik oyun yapılarına fark yaratan oyuncuların futbol aklı eklendi ve asla kaybetmeyi kabul etmediler. Büyük futbol adamı Johan Cruyff’ın başarı için söylediği, ‘‘Futbolcular açısından performans, teknik, taktik ve eğitim. Yönetim açısından ise doğru finansal yapı başarının anahtarı’’ bu sözler Göztepe adına gerçekleşti. Elbette Türkiye’nin imrendiği büyük taraftarıda unutmamak gerekir. Onlar her şeyin en güzelni hak ediyor. Süper Lig’e hoş geldin Göztepe…
Mehmet Demirtaş: İzmir’in gururu Göztepe, 2 yıl aranın ardından Süper Lig kapılarını tekrar araladı. Sarı kırmızılılar, 2 yıl süren mücadele ve çaba sonucunda, Süper Lig’e yükselme başarısını elde etti.
Adına Süper denen 8 İstanbul takımının mücadele ettiği lige İzmir’in gururu Göztepe’yi uğurluyoruz.
Göztepe’nin şampiyonluğu elde ederek Süper Lig’e çıkması hepimize büyük sevinç yaşattı. Göztepe’nin sportif başarısı, İzmir’in tanıtımına, ekonomisine ve gelişimine de katkı sağlayacak. Süper Lig nedeniyle kente gelecek misafir takımlar, taraftarları ve diğer ziyaretçiler, İzmir’in ticari sirkülasyonun canlanmasına vesile olacak. Ayrıca ülke çapında İzmir’in gündeme taşınacak olması, kentin kültürel zenginliğini de artırıcak, tanıtımına fayda sağlayacak. İşte bu noktada tüm İzmir’in Göztepe’yi bu başarısından ötürü yalnız bırakmaması gereklidir.
Bu başarıda unutulmaması gereken önemli isimlerden biri de hiç şüphesiz Mehmet Sepil’dir.
Mehmet Sepil, Göztepe’nin zor günlerinde bir kurtarıcı gibi ortaya çıktı. Kulübün mali ve idari sıkıntılarla boğuştuğu dönemde, Sepil’in liderliği ve vizyonu, Göztepe’yi yeniden ayağa kaldırmak için önemli bir rol oynadı.
Kendisi, Göztepe’nin sorunlarını çözmek için elinden geleni yaptı ve kulübü doğru bir yöne taşıdı. Sepil’in özverili çalışmaları ve kararlılığı, Göztepe’nin sportif ve idari alanda önemli ilerlemeler kaydetmesini sağladı. Tepeden tırnağa tüm alanlarda yapılan reformlar ve yatırımlar, kulübün uzun vadeli başarısını destekledi ve Süper Lig’e yükselme hedefine bir adım daha yaklaşmasını sağladı.
Kendisine, Göztepe’yi zor günlerinde yalnız bırakmayarak kulübün başarısına katkı sağladığı için bir kez daha teşekkür ediyoruzm. Başkan Rasmus Ankersen ile ekibinin doğru kararları, takımı emanet ettikleri Stanimir Stoilov’un oyun aklı ile takım üzerindeki sağladığı disiplin, kenetlenme ve gelinen nokta alkışı sonuna kadar hak ediyor.
Unutulmasın ki Göztepe, 2017-2018 sezonunda 14 yıl aradan sonra döndüğü Süper Lig’i 6. olarak bitirmişti.
Şimdi, Göztepe’nin Süper Lig’deki yerini sağlamlaştırma ve yeni zaferlere yelken açma zamanı. Şampiyon takımın şampiyon taraftarı hak ettiği lige geri döndü. İzmir’in gururu Göztepe’yi tebrik ediyor, Süper Lig’de başarılar diliyorum.
Gelecek için koşuyorlar!
Bülent Buda: Çıkıyorlar, oynuyorlar, yenildikçe gelişiyorlar. Kısaca geleceğe hazırlanıyorlar. Bu bağlamda, nasıl bir gelecek olacağı belirsiz. Kulübün özündeki, yönetim anlayışındaki gel gitler, savrulmalar, sorunlar ile bu oyuncular alana çıktıklarında nasıl dik duracaklar?
Geldiği yere dönüş için yeterli gücü kramponlarında, kaslarında nasıl oluşturacaklar? Olası bir dağılma, önlenemez eksilmeler yönetimin üstesinden gelemediği bu denli sorunlar… Eğer önlenemezse nasıl başa çıkılacak? Belirsizlik, yetersizlik Altay’ı bekleyen en büyük tehlike. Bu bağlamda ve de bu aşamada daha uzun daha kapsamlı bir yorumu gerekli görmüyorum. Hepimiz tanıklık edeceğimiz gelişmelere yöneleceğiz. Ne hazin bir şaşkınlık. Yıllarca İzmir futbolunu, başarıyla birlikte yarışarak taşıdılar. Şu işe bakın biri Süper Lig’de öteki tanımı yerindeyse 3. Lig’de…
Fatih Tanfer: – Bolu deplasmanında maçın başından itibaren takım savunmasında dikkatli, korkusuzca tempolu oynadılar.
– Play Off mücadelesi veren Boluspor karşısında uzatmalarda Enes’in attığı golle ilk yarıyı 1-0 önde kapattılar.
– En önemlisi kazandığı topları etkili bir biçimde rakip alana taşıdılar. 54. dakikada Boluspor, Avramovski’yle durumu eşitledi. Boluspor 57. dakikada Gigic’in oyundan atılmasıyla 10 kişi kaldı.
– Boluspor, eksik olmasına rağmen etkili ataklar geliştirdi. Oyunun ritmini belirledi ve forse etti. Elbette iki takım arasındaki deneyim, kapasite ve beceri farkı ortaya çıkınca Boluspor 3 puanın sahibi oldu. Altay için artık maç kazanmış, kaybetmiş tabela açısından önemi yok. Önemli olan Altay’ın gençleri yarışıyor ve gelişiyor. Unutulmasın ki Altay’ın geleceği bu gençler…
Mehmet Demirtaş: Geçtiğimiz günlerde, Altay Sosyal Dayanışma Spor Kulübü Derneği, Altay’ın sembol isimlerinden Erdoğan Tözge’nin anısına verilen “Erdoğan Tözge Hizmet Ödülü”nü, Altay’ın başarılı oyuncularından Özgür Özkaya’ya layık gördü. Özkaya, bu ödülü almaktan dolayı büyük gurur duyduğunu belirtti, Altay forması altında mücadele etmekten ve kaptanlık pazubandını takmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.
Özkaya’nın Altay’a olan bağlılığı ve vefası, kulübün köklü tarihine olan saygısını ve tutkusunu gösteriyor. Erdoğan Tözge’nin “Büyükler Ölmez” sözleri, Altay’ın geçmişinden aldığı gücü ve mirası hatırlatırken, kulübün geleceği için umut veriyor.
Altay Sosyal Dayanışma Spor Kulübü Derneği Başkanı Hasan Tahsin Karahan, zor günlerden geçtiklerini ancak bu zorlukları aşacaklarını belirtti, Altay’ın durumu ne olursa olsun, kulübün ve taraftarlarının yan yana olduğunu vurguladı. Yeni döneme umutla bakan Karahan, en kısa sürede Altay’ı daha güçlü ve kararlı bir şekilde görmeyi umduklarını dile getirdi.
Altay camiasının birlik ve beraberlik içinde geçirdiği bu zorlu süreçte, Erdoğan Tözge Hizmet Ödülü’nün Özgür Özkaya gibi değerli bir oyuncuya verilmesi, kulübün birlik ve dayanışma ruhunu pekiştiriyor. Altay, taraftarlarının ve camiasının desteğiyle yeniden eski günlerine dönecek ve başarılarla dolu bir geleceği hak ediyor.
Bir zamanlar Türk futbolunun parlayan yıldızı olan Altay, son yıllarda yaşadığı zorluklarla mücadele ediyor.
Ancak bu köklü kulübün geleceği hala parlak ve umut verici. Büyük Altay, küllerinden yeniden doğup, eski günlerine geri dönecektir. Ancak bu yolculukta gençlerin ve gerçekçi adımların rolü büyük. Altay’ın geleceği elindeki gençlerde yatıyor.
Kulüp, genç yetenekleri keşfedip geliştirerek, onları takıma entegre etmeli ve geleceğin yıldızlarını bugünden yetiştirmelidir. Gençlere yapılan yatırım, kulübün uzun vadeli başarısı için temel oluşturacaktır.
Yönetimin artık gerçekçi adımlar atması kaçınılmaz. Havanda su dövmekten vazgeçilerek, somut ve uygulanabilir planlar hazırlanmalıdır. Önümüzdeki sezon için 2. Lig’e hazırlıklara başlanılmalı.
Altay tekrar zirveye yükselmesi için sadece saha içinde değil, saha dışında da doğru adımlar atılmalıdır.
Taraftarlar, eski günlerin özlemini çekerken, kulüp yönetimi ve teknik kadro bu özlemi dindirecek somut adımlar atmaya odaklanmalıdır.
Gelecek sezon, Altay için yeni bir başlangıç olabilir. Ancak bu başlangıç, gençlerle, gerçekçi adımlarla ve sağlam bir planla desteklenmelidir.
Büyük Altay’ın tekrar eski şanlı günlerine dönmesi için umutlu ve kararlı bir şekilde ilerlemeliler.