Başarılarıyla gurur duyduğumuz holdinglerimizden biri olan Koç Holding bünyesinde faaliyet gösteren Arçelik şüphesiz ki en değerli markalarımızdan biri. Hatta öyle ki ilk yıllarından bu yana yenilikçi ve vizyoner yaklaşımlarıyla başarıyı yakalamayı başarıyor.
Ticari faaliyetlerine başladığı ilk yıllardan beri Vehbi Koç ismi ile anılan Arçelik aslında hikâyesinde başka bir ismi daha barındırıyor. Lütfü Doruk, adı hiç anılmasa da Arçelik’in başarılarının ardındaki en önemli isimlerden.
Doruk’un Koç ile Vehbi Koç ile tanışıklığı 1929 yılında çelik üretimiyle uğraştığı dönemlere dayanıyordu.
Çelik ürünler üreten Erel firmasının ortağı Doruk’un ortağıyla arası açılmış ve işler oldukça kötüye gitmeye başlamıştı.
Ortağıyla arasının açılmasının ardından Muğla’da kısa süreliğine balık işine giren Lütfü Doruk daha sonra İstanbul’a dönmüştü.
Fakat yine de çelik eşya sektöründen elini çekmemeye kararlı olacak ki Vehbi Koç’a 1953 yılında bir teklif iletti
Bu şekilde, Lütfü Doruk’un Arçelik’in hem fikir babası hem de kurucusu olarak anılacağı o yolculuk başlamış oldu!
Koç Holding’in beyaz eşya sektörüne girmesi tamamen Lütfü Doruk’un bu öneriyi 1953 yılında Vehbi Koç’a sunmasıyla başlıyor.
Tabii ki Vehbi Koç’un Arçelik’teki rolü çok büyük. Fakat Lütfü Doruk, henüz Türkiye’nin üretim anlamında pek de gelişmiş olmadığı yıllarda, çelik eşya sektöründe üretim yapmanın yaratacağı fırsatları vizyoner bir biçimde öngörüyor
Bu fikrini de Vehbi Koç’a ileterek kendisine ortaklık teklif eden Lütfü Doruk, Koç’un bu teklifi kabul etmesi üzerine anlaşma sağlanıyor ve Arçelik’in hikâyesi başlıyor.
İlk olarak kurdukları şirket olarak Erel ismini kullanıyordu.
1953’te Koç ve Doruk’un imzaları atmasının ardından 1954’te o dönemin büyük isimlerinden biri olan Burla Grubu’nu da yanlarına aldılar.
Burla Biraderler olarak anılan Burla Grubu dönemin madeni büro eşyası ve makineleri ithal eden ismini duyurmuş şirketlerindendi. 1954 yılında onlarla da imzalar atıldı ve 1955’te Erel ismi ile şirket kuruldu.
İlk iki senede yapılan başarılı iş birlikleri ve kurulan fabrika ile şirket gitgide büyüdü.
1957 yılındaysa şirketin adı şu anda da kullanılmakta olan “Arçelik” olarak değiştirildi.
Yani Türkiye’den çıkan ilk küresel şirketlerden biri olacak olan Arçelik, Doruk’un vizyoner yaklaşımı ile doğdu.
Lütfü Doruk’un fikir babası ve kurucu olmanın yanı sıra markanın operasyonel süreçlerinde de rolü çok büyüktü.
Doruk, bu sektörde markanın ismini duyurmaya kararlıydı ve Arçelik sırasıyla 1959, 1960 ve 1990’da ilk çamaşır makinesi, buzdolabı ve bulaşık makinesini üretti.
Fabrikalaşma sürecinde de üretim süreçlerine verdiği önemi göstererek 30 bin metrekarelik bir alana fabrika kurulmasını öneren Doruk Arçelik markasının başarısının ardındaki kilit isimlerden biri olarak öne çıkıyor.
Hatta öyle ki, kaynaklarda Vehbi Koç’un fabrikanın boyutunu duyunca “İçinde futbol mu oynayacaksınız?” dediği belirtiliyor.
1970 yılına gelindiğinde Lütfü Doruk şirketten ayrılmaya karar verdi.
Vehbi Koç’un vermiş olduğu bir röportajda, Lütfü Doruk’un son dönemlerde çok yorulduğu ve bu sebeple ayrılmak istediği söyleniyor.
Kendisinin Lütfu Doruk’a şirkette aktif rolü olmasa da yönetim kurulunda kalmasını teklif ettiği fakat Doruk’un bu teklifi reddederek hisselerini de satarak ayrılmaya karar verdiği belirtiliyor.
Daha sonrasındaysa bu kararıyla sektörden elini çekmiş olan Doruk’un adı hak ettiği değeri görmüyor ve zaman içinde hafızalardan siliniyor.
İşte bugün gurur duyduğumuz bir marka olan Arçelik, gördüğünüz gibi adı tozlu sayfaların arasında kaybolmuş bir ismin azmi ve kararlılığı ile doğdu…
Şirket hikâyeleriyle ilgili ilginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: