Wall Street Journal’ın haberine göre, Mısırlı yetkililer İsrail’le diplomatik ilişki seviyesini düşürmeyi değerlendiriyor. Haberde görüşleri aktarılan Mısırlı yetkililere göre, İsrail ile Mısır arasındaki anlaşmazlık, İsrail’in geçen hafta Refah sınır kapısının Gazze tarafının kontrolünü ele geçirmek için başlattığı saldırıyı sadece saatler önce Mısır’a haber vermesiyle başladı.
Tel Aviv Büyükelçisi ile görüşüldü
İsrail’in daha önce Mısır’ı Refah planları hakkında bilgilendirdiğini, insani yardımın sağlandığı giriş noktalarının etkilenmeyeceği ve Filistinlilerin bölgeden ayrılması için birkaç hafta verileceği konusunda güvence verdiğini kaydeden Mısırlı yetkili, “Bu teminatların hiçbiri İsrail’in bölgeye girmesinden çok kısa süre önce bilgi vermesi nedeniyle gerçekleştirilmedi.” dedi.
Mısırlı yetkililer, Tel Aviv Büyükelçisini ülkeye çağırarak İsrail’le diplomatik ilişki seviyesini düşürmeyi değerlendirdiklerini söyledi. İsrail’le ilişkileri kesmeyi ya da Camp David Anlaşması’nı tehlikeye atmayı planlamadıklarını belirten bir Mısırlı yetkili, “Ancak İsrail güçleri Refah Sınır Kapısı’nda kaldığı sürece Mısır, Refah’a tek bir kamyon bile göndermeyecek.” diye konuştu.
İsrail Dışişleri Bakanlığı konuya ilişkin soruyu yanıtsız bıraktı
İsrailli bir yetkili de anlaşma olmadığına ve İsrail’in yardım akışını tehlikeye atarak kendisini çok zor bir konuma soktuğuna işaret ederek, “Gerçek şu ki yardım bölgeye girmedi. Bu onlar için de bizim için de kötü.” ifadesini kullandı.
Yetkili, İsrail’in Uluslararası Adalet Divanında (UAD) alınan kararı uyarınca Gazze’ye yardım sağlaması gerektiğini anımsattı. İsrail ordusu konu hakkında yorum yapmayı reddederken İsrail Dışişleri Bakanlığı konuya ilişkin soruya yanıt vermedi.
Benzeri görülmemiş bir insani kriz yaşanıyor
Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından 12 Mayıs’ta yapılan yazılı açıklamada, Güney Afrika’nın Soykırım Sözleşmesi’nin ihlali gerekçesiyle İsrail’e karşı UAD’de açtığı davaya destek amacıyla müdahil olma niyeti duyurulmuştu.
Davaya müdahil olma kararının, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Filistinli sivillere yönelik saldırılarının kapsamının artması, Filistin halkına karşı doğrudan saldırılar da dahil olmak üzere sistematik uygulamaların sürdürülmesi, altyapının tahrip edilmesi, Filistinlilerin kendi toprakları dışına sürülmesi ve Gazze Şeridi’ni yaşanılmaz hale getiren benzeri görülmemiş bir insani krize yol açılması neticesinde alındığı belirtilmişti.