Uzmanından uyarı: ‘Kan sulandırıcı kullanımı beyin kanaması riskini artırabilir’

Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji) Uzmanı Doç. Dr. İsmail Bozkurt, beyin kanaması hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

Beyin kanamasının kafatası içinde, beyin dokusu, beyin boşlukları ve beyin yüzeyinde olan kanamalar olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Bozkurt, “Çok ciddi sakatlıklara ve ölüme sebep olabilir. Dünyada yılda yaklaşık 1 milyon insan beyin kanaması geçirmektedir. Beyin kanamasına en sık hipertansiyon, beynin doğuştan damar bozuklukları, anevrizma ve arteriovenöz malformasyon (AVM-damarların bir çeşit yapısal bozukluğu), beyin tümörleri, kan sulandırıcı ilaçlar, kafa travmaları, amfetamin ve uyuşturucu kullanımı sebep olur” diye konuştu.

RİSK ALTINDA OLAN BİREYLER

Beyin kanamasında kimlerin risk altında olduğunu belirten Doç. Dr. Bozkurt, “Yüksek riskli işlerde çalışanlar, erkekler, hipertansiyon, kanama bozukluğu olan hastalar, kan sulandırıcı kullanan kişiler, yaşlılar ve ailesinde beyin kanaması öyküsü olan bireyler risk grubundadır” dedi.

BU BELİRTİLERE DİKKAT EDİLMELİ

Doç. Dr. Bozkurt, beyin kanamasında görülebilecek belirtileri beyinde oluştuğu bölgeye göre şu şekilde sıraladı:
“Ani ve şiddetli baş ağrısı, vücudun tek bir tarafında kol veya bacakta zayıflık, karıncalanma ya da uyuşma, görme kaybı gibi görme sorunları yaşama, mide bulantısı ya da kusma, nefes almada zorluk, konuşmada ve konuşmayı anlamada zorluk yaşama, yutma güçlüğü, bilinç kaybı veya komaya girme gibi bilinç veya uyanıklık düzeyinde değişiklik, el titremesi gibi ince motor becerilerin kaybı, tat alma duyusunda bozulma, nöbet geçirme, denge ve koordinasyon sorunu yaşama, baş dönmesi, sert boyun ve ışığa karşı hassasiyet, okuma, yazma veya konuşmayı anlamada zorluk.”
Beyin kanamasının nasıl teşhis edildiğine değinen Bozkurt, “Beyin kanamasında en kıymetli inceleme beyin tomografisi olarak değerlendirilir. Kanamayı en iyi ve hızlı biçimde tomografi gösterir. Tomografi, muayene esnasında tespit edilen belirti ve bulguların bir kanamadan kaynaklanıp kaynaklanmadığını ayırt etmenin yanı sıra, eğer kanama varsa, bunun çeşidine de karar vermekte kullanılabilmektedir. Ayrıca tomografilerden sonra bilgisayarlı anjiyografi, MR, MR anjiyografi gibi tetkikler sayesinde altta yatan sebep öğrenilebilir” dedi.

“ŞUUR KAYBI OLAN HASTADA AMBULANS ÇAĞRILMALI”

Beyin kanaması olduğunda ilk müdahalenin nasıl olması gerektiğine değinen Doç. Dr. Bozkurt, şu bilgileri paylaştı:
“Beyin kanaması, hastalarda değişik bulgularla ortaya çıkar, bazı durumlarda daha önce hiç duyulmamış kadar şiddetli baş ağrısı olur. Hastalar bu durumu ‘hayatımda hissettiğim en şiddetli ağrı’ şeklinde tarif ederler. Bu durumda beyin kanaması şüphesi duyulmalıdır. Daha önce nöbet geçirmeyen hastada epileptik nöbet ortaya çıkması, bir vücut yarısında kuvvetsizlik, ani konuşma bozukluğu, görme problemleri de kanama bulgusu olabilir. Bu bulguların izlendiği hastalarda şuur kaybı yoksa, mevcut imkanlar ile hızla bir hastaneye başvuru yapılması gerekir. Şuur kaybı olan hastalarda acil ambulans çağrılmalıdır. Kanama sonrası şuur kaybı varsa hastanın kalp atımları, nabızdan kontrol edilmeli, solunumunu sürdürüp sürdürmediği kontrol edilmelidir. Solunumu olmayan ve kalp atımları alınmayan hastalarda hızla solunum desteği ve kalp masajı başlatılarak bir hastaneye götürülmek üzere ambulans çağrılmalıdır.”

BEYİN KANAMASINI ÖNLEMENİN YOLLARI

Beyin kanaması riskine önlem alarak oluşabilecek sağlık sorunlarının önüne geçmenin mümkün olduğunu söyleyen Doç. Dr. Bozkurt, dikkat edilmesi gerekenleri ise şu şekilde sıraladı:
“Günde 2,5- 3 litre su içmeyi ihmal etmeyin. Alkollü ve asitli içeceklerden uzak durun. Düzenli spor ve egzersiz yapın. Kilolarınızdan kurtulmaya çalışın. Stres azaltıcı etkinliklerde bulunun. Sigaradan uzak durun. Tansiyon ve kalp hastasıysanız ilaçlarınızı düzenli olarak kullanın. Yazları güneş ışınlarının dik geldiği öğle saatlerinde dışarı çıkmayın. Gerektiğinde şemsiye veya şapka kullanın.”

İLK 24 SAAT KRİTİK

Beyin kanamasında ilk 24 saatin oldukça kritik olduğunu dile getiren Bozkurt, “Tedaviye başlandıktan sonraki ilk 24 saat içerisinde olumsuz belirtiler gösteren hastalarda ölüm oranları çok daha yüksektir. 24 saat içerisinde düzelme belirtileri gösteren hastaların iyileşme oranı daha iyidir” dedi.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Uygulanabilecek tedavi yollarından bahseden Doç. Dr. Bozkurt, “Beyin kanamaları beynin içinde veya dışında olmasına bakılmaksızın her zaman doktor kontrolünde olması gereken ve bazen acil müdahale gerektiren durumlardır. Beyin kanaması sonrası kafatası içindeki basınç arttığı için tüm beyin tehlike altındadır. Beyin kanamasında doğru tedavinin uygulanabilmesi için kanamanın yeri, beyin kanamasının neden kaynaklandığı ve kanamanın büyüklüğü belirlenmelidir. Zaman kaybetmeden uygulanacak tedavi, kanamanın neden olacağı olumsuz etkileri azaltarak hastanın iyileşme şansını ve tedaviden sağlanan faydayı yükseltmektedir. Beyin kanaması tedavisinin ilk aşaması kişinin takibinin sağlanmasıdır. Beyin kanamasından sonraki saatlerde kan basıncı yakından izlenmelidir. Daha sonrasında beyin kanamasına müdahale için ameliyat ile tedavi uygulanır. Beyin kanaması tedavisinde cerrahi yöntemler kullanılabildiği gibi beyin ödemine ve epileptik nöbetlerin giderilmesine yönelik ilaçlar da uygulanabilmektedir” ifadelerini kullandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir