Feramuz ERDİN
İsrail ve İran arasında, bir tarafında ABD’nin de bulunduğu bir savaşın çıkma ihtimali artık daha çok dillendirilmeye başlandı. Topyekûn bir savaşa dönme ihtimali düşük olsa da yaşanacak çatışmaların bölgemizdeki bazı dengeleri bozabileceği şimdiden görülüyor. Savaşın tedarik zincirlerinde yol açabileceği kırılmalar nedeniyle ekonomimizin etkilenmesi ve hayat pahalılığının daha da artması bir diğer endişe verici ihtimal olarak ortaya çıkıyor.
İSRAİL ARTIK SAVAŞI BAŞLATSIN DİYE NEREDEYSE İRAN’IN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKIYOR
İsrail’in İran’ın asil ve vekil savaş güçlerinin yöneticilerine karşı düzenlediği saldırılar zinciri devam ederken İran’ın yüksek perdeden dile getirdiği “misilleme” tehditleri henüz bir karşılık bulmuş değildir.
İsrail’in, Rus savaş uçaklarının ve hava savunma sistemlerinin gözü önünde Suriye’deki İran konsolosluk binasını havadan vurmuş olmasından sonra yaşanan gelişmeler artık bir savaş yaşanması ihtimalini daha da artırmıştır.
İsrail’in İran’ı her şart altında tahrik ederek bir savaşa zorlama çabaları dikkatli gözlerden kaçmamaktadır.
HAMURSUZ BAYRAMI ERTESİ SAVAŞ UYARISI
İsrail’de dini bayram olarak kutlanan Hamursuz Bayramı tatilinden sonra okulların uzaktan eğitime geçme ihtimaline karşı hazırlıklar yapılması yönünde hükümet tarafından talimat verilmişti. Hamursuz Bayramı üzerinden 10 günden fazla zaman geçmesine rağmen bir savaş işareti görülmese de sosyal medyada savaşın çok yakın olduğuna dair yayınlar sıklıkla gündeme gelmektedir.
Belli odaklarca bolca köpürtüldüğü görülen bir muhtemel İran – İsrail savaşının, belki beklenen boyutta olmasa bile kontrollü bir gerilim şeklinde yaşanabileceği göz ardı edilemeyecek bir ihtimal olarak ortaya çıkmıştır.
ABD ORADA KALMAYA MECBUR MU KALACAK?
Artık yaklaşmakta olan ABD seçimlerinin muhtemel ve en kuvvetli adayı olarak ortaya çıkan Donald Trump’ın temel argümanlarından birisi de ABD’nin küresel masraflarını kısmak ve “dünya jandarmalığı” rolüne en azından Ortadoğu’da son vermektir.
ABD kamuoyu tarafından çoğunlukla benimsenen bu argüman, mevcut Biden hükümetini de benzer bir söyleme ve hatta eyleme zorlamaktadır.
TÜRKİYE’NİN IRAK VE SURİYE’DEKİ YENİ POLİTİKASI ETKİLENİR Mİ?
Bir süredir şekillendirilmekte olan bölgesel politikalar ile Irak’ta yapılacak olan bir askeri operasyon ile PKK varlığına artık bir son verilmesi planlanmaktadır. Aynı şekilde Suriye’de YPG (PKK) varlığının sınırlandırılması yönünde alınacak tedbirler de masadadır. YPG’nin en büyük destekçisi olan ABD’nin iç politika nedeniyle buralara harcayacağı bütçelerde kısıntıya gitmesi, bugüne kadar uygulanan bazı politikaların sonuçsuz kalması anlamına gelebilecektir.
İşte tam da bu sebepten dolayı bölgede yaşanacak olan bir İsrail – İran gerginliği ve hatta savaşı, ABD’nin mecburen bu bölgede kalması için bir ortam sunabilecektir!
Bu durumda Türkiye’nin hazırlık yaptığı yeni planlarının bundan olumsuz etkilenmesi de söz konusu olabilecektir.
KONTROLLÜ “SAVAŞ” PLANI
Her ne kadar İran ve İsrail arasında geçmişi yakın tarihe dayanan bir gerilim yaşanıyor olsa da Fars – Türk çatışması kökü insanlık tarihine dayanan bir geçmişe sahiptir. İsrail ve İran’ın ister istemez belli ettikleri şey, her ikisinin de kontrollü bir savaş veya gerilimden yana olduklarıdır. İşte bu yüzden aralarında yaşanacak gerilim veya hatta sıcak bir savaşın topyekûn veya nükleer bir savaşa dönüşmesi imkânsıza yakındır. Muhtemelen her iki tarafın ve buna ek olarak ABD’nin kafasındaki plan muhtemelen herkesin istediğini elde edeceği bir kontrollü gerilim siyaseti ile durumu götürebildikleri yere kadar götürmektir?
Ama savaşın bir de ön görülemeyen etkileri ve sonuçları olabilir. Kafasında başka planlar kuran bir ülke eğer gerekli şartları sağlarsa diğerini dünya sahnesinden de silebilir.
Türkiye’nin ise her hâlükârda bu gerilimli veya çatışmalı durumdan etkileneceği muhakkaktır.
EKONOMİK RİSKLER ŞİMDİDEN HESAPLANMALI
Muhtemel bir İran – İsrail savaşında Türkiye’nin askeri ve diplomatik planlarının değişmesi gerekeceği açıktır. Ancak bu durumda iş dünyası ve ekonomi açısından bir risk daha mevcuttur. Özellikle petrol ve yan ürünleri tedarikinde önemli bir role sahip olan İran’ın bazı taahhütlerini yerine getirememesi ihtimali ortaya çıkabilir. Bunun yanında savaş nedeniyle artan petrol fiyatları ekonomiye ek külfetler getirebilir. Savaşın kaçınılmaz olarak Basra ve Aden körfezlerine yayılması ise küresel tedarik zincirinde yeni daralma ve aksamalara ve dolayısıyla artan hammadde veya ithal ürün maliyetlerine neden olabilir.
patronlardunyasi.com